14 Nisan 2019 Pazar

Mekanlarda-Geçmiş


 Aniden tekrarlandı. Hem de ilk seferki gibi. Birebir ve o denli soğuk... Çok sık olmasa da bazen çok derin bir şekilde hissizleşiyorum. Karnımın içinde tuhaf bir huzursuzluk, kalbi tekleyen bir hareketlenme oluyor boğazıma doğru. Öğle ağırlaşıyorum ki zamanda, mekan içime bükülüp algımda sonsuz kütleler yaratarak benliğimi yırtıyor. Aynı ilk günki gibi bir rüzgar uğulduyor kulağımda. Kaybedilecek hiçbir şey kalmamış gibi boşlukta, yalnız süzülüyorum. Bu bir huzur vesilesi olabilir uzun süre yaşanırsa. Çünkü hiçbir şeysiz olmak kişiyi amaçlarına ulaşma konusunda heveslendirebilir, sonuçta risk almanın tehlikesi böylece bitmiştir. Fakat huzuru  bir kere ve kısa bir an yaşamış bir kişi olarak böyle bir evreye geçmem de zor olsa gerek.

 Küçüktüm o zaman. Annem yatakta baygındı. Öyle hastaydı ki kolu kuş gibi hafiflemişti. Ve maalesef ona benden başka acıyacak, onun için korkacak kimse yoktu. Herkes uykudaydı. Annem yardım isteyecek halde değildi, ablalarım toy, babamsa acımasızdı. İlk o zaman bu derin hissizliğe gömülmüştüm. Annemin incecik ve solmuş bileklerini tuttuğum o an... Duraksadığımı ve karanlıkta annemin baygın silüetine baktığımı hatırlıyorum. Hücrelerime kadar boşlaşmış, benliğmin her bölgesinde anlamsızlaşmıştım. Dışarıda korkunç bir rüzgar vardı. Camın ardından uğulduyordu. Fakat ben rüzgarın sesini yarılan gökten bir gümbürtü zannediyordum.

 Şimdiyse rüzgar yok. Annem sağlıklı. Ben uzaktayım. Fakat aynı senaryo içimde yaşanmaya, rüzgar kulağımda uğuldamaya devam ediyor.

 O zaman hayatta korkulacak hiçbir şeyin olmadığını iliklerime kadar hissetmiştim. Şimdi de hissediyorum. Nedensiz bir biçimde annem sağlığına kavuşmasına rağmen, hala kaybedecek bir şeyim yokmuş gibi geliyor. Bu yüzden yersiz akıl hezeyanlarına girmenin anlamının olmadığını da biliyorum. O günden beri insanların prensiplerim çerçevesinde yargılanacak davranışlarına derin bir sessizlikle cevap veriyorum. Bir süre kaybetmekten korkuyor ve o korkuyu yitiriyorum her yeni başlangıç için. Öyle boş ve algıda parçalanarak bakıyorum ki duvara, zamana, mekanlarıma ve varlığıma artık sorgulamayı bile mantık ötesi buluyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.