15 Ekim 2020 Perşembe

Gece

 

Ne sussuz bir gece, 

Sürmesini özleyen badem gözler gibi eksik.

Dili,dudakta gül kurusu 

Ki özümü anlar her sözdeki coşkusu.

Bu, ıslak göğüsteki  sen avuntusu.


Ne uykusuz bir gece

Tuz tokluğu gibi çöllerde, ardından gelince denizlerin.

Gözleri, içimi delip aşan istek

Ki göğsüm süt dolu, kabarık ve ahlaktan uzak pek.

Aşkı ise yazımdaki kıpkırmızı sadakat tozu.


Dayanmak ne zor. 

Hele de tüm bu akıl işlerinin arasında sevgilim.

Anlamadığın bir dilde istemek seni,

Çatamayan bir şişmek gibi

Boşalıyor  halim aklımın göklerine.


Ne özlemle sıkkın bir gece.

Halbuki daha yeni dokundum ellerine.

Teni, fikrin ilhamlarına bir dua gibi

Ki bakışlarım derin, sıcak bir yuva

Dokunuşları, sonu gelmeyen bir günahlara şifa.


Ne yalnız bir gece.

Halbuki özgürlüğümdü tekliğimin pervasızlığı.

Yarattı, olmayan ihtiyaçtan muhtaçlığı

Ki şimdi uykusuz bırakır yar açlığı.

Aşkımız , yeni çaresizliklere deva.


Bu turuncular, benden söküyor benliğimi.

Tüm o ayrılıklar ve sonu gelmeyen arzular,

Belirsizliklerin sıraladığı olasılıkların planı.

Sadece ödül sen ol diye sevgilim,

Yargılanmaya uzanıyor, bu zavallının tüm yanlışları.