23 Nisan 2024 Salı

Bir Garip Form

 

“Ben…”, dedi. 

“Ben bazı inatları hiç anlamıyorum.”

 Gözleri bir dizi anlamsız davranışa şahit olduğu için kısılmıştı. Gür saçlarının arasında kalan  yüzü kaskatı kesilmişti. Onu izlemek için kıvrılan sokak lambalarının kuvvetli ışığı teninden damla damla süzülüyordu. Yüzü sıcacıktı.

 Uzun saçlarını arkaya itip ellerini göğsüne vurdu. Anlattıkları sanki hiç duyulmuyordu. Sanki ses tellerinde saklı bir takım böcekler haykırışını engelliyordu. 

 “Kimse vazgeçemez birinden, benim vazgeçtiğim kadar!”

 Sessiz iniltisini bir tek zihni duydu. Şehrin kanalizasyonundan bir tuhaf kan pıhtısının sesi yükseliyordu. Demir kokan kanallardan gelen bu ıslak gürültü, kapıları aşındıran bir reddedişi, bir canavarın zorla doğuruluşunu hatırlatıyordu ona. 

 İfadesinin yokluğundan boğuluyordu artık. Kanın köpük köpük deliklerden sızdığı kanalizasyon kapaklarından birini açtı hiddetle. Kimsenin görmediğini ve bakmadığını bilerek çıkardı üstündekileri. Soğuk sokakta çırılçıplak kaldı. Kokusunun sindiği ne varsa attı kızılın fışkırdığı borunun içine. Ve hiç düşünmeden koştu daha ışıklı sokaklardan birine. Küf kokan binaların arasında kayboldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.