16 Nisan 2024 Salı

Dolanıklık

 

 Sana kelimeler yazıyorum. Kelimeler, gizlenmemiş, teslim olmanın ötesinde... Teslim olmak ne demek peki?

“Dinlendiğimi nasıl anlayacağım?”

 Söylediğim sözler güvenilir mi ki dinleyen de teslimiyetimi anlasın? Birbiriyle çok uzak mesafelerde, bilinen hızlardan da hızlı haberleşen o iki atom altı parçacıktan biri gibi sen de anlıyor musun benim hemen, şimdi nereye döneceğimi? 

  Teslim olmak en kolay yollardan da korkutucu. Ama bak, çabalıyorum. Sana küçük izler bırakıyor gibiyim. Nasıl vardığımı bilmediğim yerlerin yollarında izlerim var. Teslim olmak istiyorum teslim olacak kadar tutarlı olduğumu bildiğim anda. 

“Dostum A., beni seziyor musun? Yoksa dinlemek mi bu?”

 Yeşilin tonu değişiyor cumaları güneşin seyreldiği saatlerde. Sezmek mi? Dinlemek mi? 

 “Dostum A., beni biliyor musun seni bildiğim gibi? Yoksa asıl yanılgı ben miyim?”

 Aynı yer…Aynı yerde olmalıydık, ki o zaman da dokunarak emin olamazdım seni bildiğimden. Biz dolanık o iki parça mıyız rezonansında bilmenin? Kolay şeyleri karmaşıklaştırdığımı düşünme. Bak, ben sana hislerimi anlatıyorum belki hiç duyamayacağın şekilde. 

 Vurguladığım mesafeler özlemim, sorularım sana olan derin güvenim, haykırdığım kararsızlık zekana saygım… “Beni anlıyor musun?”, deyişlerim beni anlıyor olmana övgüm. Tam da bu yüzden korkmam dans etmekten. Bana paylaşmamı öneriyorsun. Bak, paylaşıyorum başarabildiğim kadar. Dans ediyorum his denilince aklıma dolan ifadelerle. Kendimde çözebildiğim kadarıyla yapıyorum bunu. Bilmeye çalıştığım kadarıyla... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.