26 Eylül 2021 Pazar

Cesaret

 

Cesaret, benim duvarın arkasından gözlediğim.

Gitmelere güç bulamadığım anların yegane yokluğu, cesaret.

Gömüldüğüm yatağın ucunda korkaklığım

Kazınan açlığıma rağmen tek yokluk sınandığım, cesaret.


Bir duvarından arada kalmışlıkların

Atlayıp yokluğa dönüşmeyi arzular zihnim.

Fakat yeterince kaosla beslenmemişse yüreği faninin,

Cesaretle ölmek bir sonuç değil, 

Ölmeyi arzulayarak yaşamak cesaretsiz esaret.

Esaret, beni yeltenemediğim tüm adımların ardında yoklayan.


Kavruluyorum zehirlerken zehirlendiğim bir esirlikte.

Cesaretini bulamıyorum özürler dilemeye ve affetmeye.

Kapının sonunu görüp gidemiyorum.

Gitmeyişlerimle ölüyor sevişen ruhu erkeğin,

Elem korkaklıkla hezeyanların ucunda bekliyorum.


.

25 Eylül 2021 Cumartesi

Güneşsiz Yol



 Boşluğuna asılıyorum hissizliğin.

Kaynayan güneş benim sabahlarıma doğmuyor.

Benim soğuk ayım var, evreni anlamaya çalıştığım solgun gecelerde.


Bana bir çocuğun tazeliğini verecek her şevkten yoksunum.

Yaşamak bir uğultu gibi hızla geçiveren günlerde.

Bu yüzden ben zamanın, tanrıya en yakın izleyicisiyim.

Duygusuz ama sabırlı.

Sınırda ama şükran dolu doğduğu ana ve sıcak çorbaya,

Ispanaklı sıcak çorbaya hasta yatağımda.


Ey köksüz ağaç çöle yaslamış yüreğini,

Sensin bir sabaha yeniden uyanan.

Tatma!

Ama devam et, aramayı bıraktığın o sessiz yola!

Bu durgunlukta insan olmayı değil ama

Varoluşunu anlayacaksın sonunda,

Yalnızlığının en derin olduğu zamanda.

19 Eylül 2021 Pazar

İnsanlar

 

   Bir parça daha koparıp azgınca, ağızlarından tükürükler saçarak gitmeselerdi ben de güvenebilirdim yarına. Ama istisnasız herbirinde, aynı dizginlenemeyen duyguyla, mutlu olduğum anlara saldırmak vardı. Ana-babalarından yedikleri kazığın intikamını benden alıyorladı kuşkusuz . Bir kadının memesini bebeğinin ağzına sürmekten çok kocasınınkine dayanmasının sonuçlarını saçma bir şekilde ben çekiyordum. Hasetlerini gördükçe anamdan emdiği üç beş kuruşu da tüküresim geliyordu. Fakat atalarımın gövdemi ve benliğimi yapayalnız çürümeye bırakışı bu soysuzlar sürüsünün davranışlarını görmezden gelmeye itti beni. Böylece hezeyanların dibine daldım.

  Doğrudan boğazıma sarılanı, nefreti ve saygıyı eşit oranda hak edecek kadar dürüsttü elbette. O yüzdendir ki, onların düşüşünü bekleyişimi muhteşem bir hoşgörü ile karşıladılar. Asıl ahlaksızlar sabahında gülümseyişimi bekleyip gecesine kadar gizli gizli, severek, okşayarak kan kusturanlar. İşte onlara ne sempati ne de anlayış besliyorum. Aynada gördükleri hiçliğe bakakalıp kaybolsunlar.