3 Temmuz 2022 Pazar

3 Temmuz, Pazar

 

  Çocuklukta kodlanmış değersizlik duygusu, bireyin gelişimindeki en büyük engel, varlığına saldıran en büyük düşmandır. Deneyimlerimden elde ettiğim kadarıyla hayatımda en imtina ve sevgiyle yaklaştığım şeyleri baltalamaktan çekinmiyor, hataların fark edilişi sonucu ise hasta oluyorum. Bunu engellemek için kendime kızmamaya, bu hataları yapmakla kendi potansiyelimi ve değerimi azaltmadığımı kendime telkin etmeye karar verdim. 

  Bir süredir bir politika özeti üzerine çalışıyordum. Sabahları işe gidiyor, geceleri bu özet üzerine çalışıyor, genellikle uykusuz kalıyordum. Politika özetinin tesliminden önce bir grafikte önemli bir hatamı görmüş ve değiştirmiştim. Lakin politika özetini düzenlememe ve daha iyi bir hale getirmeme rağmen yanlışlıkla eski versiyonu teslim ettim. Ve ben bunu bir hafta sonra fark ettim. Halbuki özeti belirtilen tarihten önce teslim etmiştim. Defalarca kontrol etmeme rağmen o ayrıntıyı göremedim. Ben bu hatanın sebebinin kendimi bir şeyleri doğru bir şekilde yapmaya yeterli görmemem olduğunu biliyorum. 

 Ben başarılı ve disiplinli öğretmen bir anne ile mükemmeliyetçi mühendis bir babanın çocuğuyum. Çok okuyan büyük ablamın ve yetenekli ortanca ablamın aksine ben, aceleci, okumayı sevmeyen, okula gitmekten nefret eden bir çocuktum. Okumayı çok geç öğrendim. Dikkatimi çok uzun bir süre toplayamadım. İlkokul öğretmenim, kendi öğretmen arkadaşı olan anneme ne kadar başarısız ve tembel olduğumu söyleyip durdu. Bana hiç sevgi göstermedi. Annem de kendi öğretmen arkadaşını kırmamak için beni o sevgisiz ortamdan kurtarmadı. Ancak beşinci sınıfa geçtiğimde, büyük kavgalarla kendi okulumu değiştirip çok sevgi dolu bir öğretmenin sınıfına kaydolabildim.

 Yirmi beş yaşında bir kadın olarak hala o günlerdeki gibi kendimi değersiz hissettiğimi, bunun hedeflerime ulaşmakta bana ne kadar büyük bir engel oluşturduğunu görebiliyorum. Hoş, şimdi bana bu değersizlik duygusunu aşılayanlar böyle hissetmemin ne kadar saçma olduğunu söyleyip duruyorlar. Fakat kimse bu saçma duygunun üstesinden gelmek için ne yapmam gerektiğini söylemiyor bana. Yazdığım politika özetindeki bir grafikteki küçük bir hatanın, benim değerimi ve yeterliliğimi belirlemeyeceğini kimse anlatmıyor. Böylece benim mideme bıçaklar saplanıyor, uykusuz kalıyorum. Ama kendime hem köpek gibi çalışıp hem de okumanın ne kadar zor olduğunu, iyi bir iş başardığımı asla söylemiyorum. Ben kendime yaptığım bu işkenceden çok sıkıldım. Ve artık buna devam etmek istemiyorum.

 Yağlı boya ile resim yaptığımda yanlış bir fırça darbesinin ne kadar güzel bir şeye dönüşebileceğini defalarca kez gördüm. Artık bunu kendi hayatımda da yapmak istiyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.