31 Ocak 2023 Salı

Çirkin

 

 Alpler’in soğuğu beni bir zaman önceye, şekilsiz bir tepenin ucundan kirpiklerime kadar ısındığım bir ana götürdü. Ölü bir bedenin içinde kabuk bulan derim, kendine geliyordu ufuğunda o esrik seslerin.

 “Bu bomboş trenin ucunda nedir aklıma gelen? Kulağımda fısıltılar var.”

 “H.x… Hex… Hex.n…”

 “Ve binlerce beden, çırılçıplak, şekilsiz…”

“Bu nasıl bir çirkinlik… Çıldırı içinde kadınlar… Çirkin…”

 Ait olmak, bugün, burada beni başka mekanlara bir anda götüren. Zaman değil içinden geçip varlığımı değiştirdiğim. Sadece düşüncem, beni bu sabah açlığında yer değiştirmeye itebilir. 

 Duraklarla değişen yüzlere bakmak istemiyorum. Gözlerimi kapattığımda o, kadınların kendilerini parçalayarak dans ettikleri akşamda, gizli bir dağda gördüğüm, benim binbir güzellik yakaladığım ama insanların şimdisine saklı olan yüzleri hatırlamak istiyorum. Ölü bir kurdun bedenine çırılçıplak sıkıştırıldığım, bazı ölüleri tüküre tüküre dirilttiğim, bazı ölüleri ise aya açılan kapılarımdan doğurduğum o gündür benim dönmek istediğim.

 Bir yavrunun annesine sarıldığı gibi sarılmıştım ölü etlerine merhum kurdun. Evime uzanıyor, evime varıyordum altında dönen yıldızların.

 “Her kadın gibi ben de evimi kendime dokunduğum gün buldum. Her kadının evi gibi bacaklarımın arasında beliren fısıltıdır benim evim.”

 Binlercesi kargalara binmiş, bir yerlere uçuyordu. Evet, ben şimdi o gündeyim. Ama bu sefer ölüm canlanmamalı kafalarda. Bu uçuşlar gerçekti. Bu el ele kendini kaybetmiş ruhlar… Hepsi gerçekti.

 Biz o gün doğduk, doğurmaya da devam edeceğiz. Bırakın en yüce ruhlar bu eylemlerden utansın. Yaşam tam o dokunduğum yerde, kuşlar gibi turunç gagasını kaldıran memelerimde başlamadı mı sonuçta?

“Şimdi sakın, bu hiddetli yıkılışta ölüm aramayın.”

 Doğa gibi, kıpkızıl bir hastalık gibi biz de büyük surlarla kapadığınız rengarenk odaların ardında buluruz sizi. Bizim de kefenlerimiz altında kıpırdayan bedenler olur. Vurarak zihinlerimizi gizli bir dağın kayalarına çığlıklıklar atarız. Çığlıklar atıyoruz hızlanan bu makinenin en ucunda. Her köşesini trenin, kadınlar tutar sonra ötekilerin tanrısı olarak. 

 Ev ve öteki… Sadece kendi…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.