6 Şubat 2023 Pazartesi

Ölümümüz

Hoşçakalların gerekmediği bu gecede ben,

Kendi insanlarımın titreyen bedenlerinde eksik bir nefes gibi

Uzağımdaki o koca yığına,

Yarının sıcak ve huzurlu olmayan zamanına sıkışıyorum.

Bedenim değil ilk defa,

Ölümün o kara soğuğudur kesen sesimi!

Ölüm!

İlk defa bir günü bu kadar keskin bir bitişle anıyorum. 


Ruhum, 

Bu derin uykusuzluğu atlatırsan

Bugün biterse

Biterse kanlı soluk,

Belki bir umut başlarsın yeni çağlara.

Ancak bu karanlık veda susarsa büyür içimdeki o cılız ışık.


Umudum,

Gözyaşlarıyla kıvranan duvarlarından uzan bana!

Uzan bana tenleri ısıtacak güneş!

Ben tanrısız, atasız, duasızım.

Ulaşsın sızılarım, tutup ucundan sesiz rüzgarın,

Ulaşsın soğuk taşta uzanan çocuklara.

Benle aynı zamanda o çocuklara!

Bana!


Devlet görmekten kaçıyor korkak bir aşık gibi.

İtiraflar başarısız gidişlere saklanıyor.

Bugün devirler kanlı kapılar ardında evriliyor yeni olana.

Benim insanlarım ölüyor!

Ben, benlik terk ediyor şehirleri umarsızca.

Hoşçakal demenin tiksinti uyandırdığı bu gecede

Kaskatı gözler mırıldanıyor

Atasız, tanrısız, duasız.

Kindar fısıltılar, duadan öte bir hınç gibi yırtarak kabuğunu benliğin,

Delirmeye doğru huzurlu adımlarla

Yarına, onsuzluğa, yenilgiye varıyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.