1 Aralık 2023 Cuma

Fener

 Ah benim güzel dostum, nasıl anlatsam aramızdaki bu bitmeyen, bu derin bağlantıyı? Soğuğu kesilmeyen rüzgarların karşında beraber durmamız mı sana olan anlayışımın sebebi? Yoksa sıcak göğsüne kafamı koyduğumda yaşadığım güven mi sıkı sıkı tutan gömleğinin köşesini? 

 Biliyorsun, uzun boyunlu, sapsarı bir şeytanın ağzının suları üstüme akmaktaydı sana kendimi ilk anlattığımda. Ayrıca yapayalnızdı zihnimin beni savunacak yanları. Karlı ve huzursuz akşamlarda sadece senin sesin vardı. 

 Kimseye seni sevmekten vazgeçmeyişimin sebebini anlatmak istemiyorum ya da en içten sözlerimin derinliğini. Kapımın önünde sakin bir bilgelikle oturan şu kum ve yağmur dolu halinin ensemdeki tüyleri kaygıyla dikilmekten nasıl uzak tuttuğunu kimseye açıklayamam.

 Kendini büyük rakamların ve gençliğin sarsılmaz arzularının ardına saklayan benliğimin en saklı ve “evde” sevgisinin yüzü olduğunu sadece ben bilebilir ve kabul edebilirim. En acı dolu ve korkulu rüyalarımı senin kocaman ellerine yüzümü dayayıp yıkadığımı ancak ben anımsayabilirim. Şiirlerin arasında söylenmemiş, paylaşılmamış o isim oluşunun gizemini yalnız ben sezerim. Ve İstanbul’umu bilmesini istediğim o çocuksu gözlerin yalnız sana ait olduğunu, tepemi kazan, beni farklı renklere boyamaya çalışan o insanlara sadece ben susabilirim. 

  Şimdi sen bana istediğin tüm sıfatlarla seslenebilirsin ve ben, beraber uyandırdığımız o Münih sabahlarında olduğu gibi gülümserim. Çünkü dalgalardan yorulmuş ben takasının gördüğü tek fener sendin ve hala sensin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.