12 Mart 2024 Salı

Deli Otlar

 Saçmalığındayım yerin yerli yerinde olmamasının. Yerli, buralı ya da değil. Uzaklardan ve aslında tam da dibimde. Her şey o müthiş tuhaflıkla çalkalanıyor. 

 Etrafımda dans ediyorlar. Kollarından en renkli ipekler sarkıyor. Tüm gözlerde sürme var, bakıyorlar derin derin. Fısıldaşıyorlar.

“Dün gece evini şeytanlar basmış, hüznü çıldırtmış işleyen aklını. Saatlerce ağlamış ve ağlamış…”

 Deli olunca bu fısıltılar sakızlı çaylı günlerin dedikoduya susamış kadınlarını anımsatıyor. Şimdi herbiri alkışlarla haykırıyorlar ritmi kalbime eş ritimle.

 “Daha kötüsü var mı bilmekten gerçeği? Kendi gerçeğini… Haydi kabul et! Kabul et neye dudak süreceğini! Haydi kabul et beline sarılan eli!”

 Bir acı bilgi topluca söylenince, ne hikmettir, rahatlıyorum. Beni de bir dans etme isteği sarıyor. Raksa hazır gövdemi sallıyorum rüzgarda sallanan bir kuru ot gibi. Evimde ampüller patlıyor, objeler savruluyor. Önemli değil. Boş vermeyi kutluyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.