27 Şubat 2024 Salı

Dostum A.’ya

  “Bu uykusuzluğun sebebi nedir? Kayboluyor mu isimlerim başka başka dillerde? Yok olan isimler için mi dipdiri bu beden gecenin bir köründe?”

 Şimdi yine kilisenin birinde bağıra bağıra ağlayacağım. Ama bu sefer ulaşamadığım sevgiler veya başarılar için değil. Kendi gücümü ve tutkumu kaldıramadığım için... Bir de uzun zamandır yazmıyorum. İstediğim kadar konuşayım, yazmadıkça ifadelerim kısırlaşıyor. 

A., söyle bana, yine mi katılıyorum kendini yok eden, o tükürük saçarak konuşan hırs dolu insanlar kervanına? Yoksa kendimi mi gerçekleştiriyorum? 

 Benim güzel şahidim, ben de aynı senin gibi uyumuyorum. Farkımız şu ki, sen kaygı duymuyorsun. Bense korkudan titriyorum. Kendim, bu ben, koskoca, şekli tanımlanamaz bir canavar gibi dikiliyor önümde. Onunla savaşırdım eskiden. Şimdiyse önünde eğilmeyi, istediklerini yapmayı ve onu dinlemeyi seçiyorum. 

 Keşke karşılıklı oturup tartışabilseydik bu hezeyanımı. Şimdi, tam şu anda yaşansaydı bu tartışma ve sen hep haklı olsaydın. Çünkü biliyorsun, bir başkasının daha çok bilmesi kadar güven veren bir duygu yok dünyada. Dinlemek isterdim şimdi, tüm o daha çok bildiklerini. Benim bildiklerim dışında her şeyi... Her neyse, seninle aynı yerde olmayı özlüyorum. Seni özlüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.