11 Şubat 2023 Cumartesi

Utanç

 

“Yara ile alay eder yaralanmamış olan.”

 Dün bir dostumla buluşmam gerekti. Kendimi yataktan zorla  kaldırıp sahipsiz bir beden olarak daldım cıvıl cıvıl şehrin ortasına. İnsanlar mutluydu. Bunun için de kimse suçlanmaz hani. Ne ben, ne de sevdiklerim bu şehrin insanlarıydı.Bir acı ancak birkaç kapıyı aşındırırdı. 

 İçinde bulunduğum keder öyle işlemişti ki yüzüme, çevremdekiler acıma ortak olmaya çalışıyordu. Bu yüzden dostumun ısrarlı teklifini anlayışla karşıladım. O, tüm varlığıyla beni mutlu etmeye koyulmuştu. Yalan söyleyemem, iyiliği içimdeki yangınları az da olsa susturmuştu. O zarif Bosnalı kadın beni anlamıştı.

  Bir süre beni, isyanımı, herkese, her şeye bir rüzgar gibi savurduğum öfkeyi dinledi. Gözyaşlarımı sildi. Aşklarından bahsetti. 

 Işıltılı sokakları yürüdük öylece. Ben bağırdım, ağzımdan tükürükler saça saça beddua ettim. Ellerimden tuttu. Sonra sustum. Hoş bir ses ile dindim. 

 Meydanın sağında, muhteşem bir sesle şarkı söyleyen İrlandalı bir adamı dinlerken buldum kendimi. Gökyüzündeki yıldızların dinleyicileri aydınlattığı, insanların coşkuyla dans ettiği bir anda öylece, ritimle sallandım. 

 Geçti sandım. Yaralarım sarıldı sandım. Yanıldım. Bir çocuğun annesine seslenişiyle uyandım rüzgarda kuru bir ot gibi sallanışımdan. Yer çekildi ayağımın altından. Göğsüm parçalandı. Bölündü ikiye. Kendime tutunmak istedim. 

 Kederi hayatta olmanın, doldurdu göğsümü yeniden. Utanması gerekenler tehditler savururken onların utanmazlığından ben utandım. Acı bir gülümsemeyle ayakta kaldım. Ayakta, sahte bir neşeyle, çökmüş bir siyasetin aymaz haykırışlarından utanır oldum. 

 “Daha parlak olan”, gördüğüm yerlerin ilki darmadağındı şimdi. Caddeler geçti. Bir yalan coşku beni dostumun yanında takip etti. Gülümser gibi,viski bardağının içinde sallanan tuhaf bir beden, zamansız, hiçlikte gibi ben…Bedenim kaskatı, varlığım kendinden dışarıda bir canavar gibi evimin bomboş sokağına varana kadar bekledim. 

 Sessiz sokağın soğuğu yüzümü felç etti indiğimde trenden. Tüm yıldızlar üzerime dökülüp yaktı tenimi. Tok olmanın suçluluğu, hayatta olmanın acısıyla yolun ortasında haykırdım. Ağladım. Çok ağladım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.