Yağmurun
içinden gelen gürültülü nefes tüm sokağı kaplamıştı. Gökten inen ışık selinin
ardında kadın, bir hezeyan içinde koşuyordu. Tüm kapılar sıkı sıkı
kapatılmıştı. Doğanın bu şekilde kükreyişi, yükselen kent yaşamını susturmaya
yetiyordu.
Yağmur bastırmadan önce ormanının içinde sessiz sessiz kitabını okuyordu.
Aniden bölünmüştü esenliği. Okumaktan uyuşmuş bedenini bir tedirginlik
sarmıştı. Hızla eşyalarını topladı.
Tüm devran okyanusun dibine gömülmüş gibiydi. O bu hali gelecek olan
fırtınaya yordu. Fakat tepesinden, hayal edemeyeceği kadar yüksekten tuhaf
sesler geliyordu. Göğe dikkatlice baktığında dehşet içinde sarsıldı. Uzayın
derinliklerinden yeryüzüne bir şeyler süzülüyordu. Şekli belli belirsiz bir yaratık
ordusu uzun uzuvlarıyla bulutları dağıtıyor, kudretli böğürtüleri etrafı
sarıyordu.
Üstündeki baygınlığa aldırmadan koşmaya başladı. Her yanı ağaçlarla kaplı olsa da gökte tuhaf renkleriyle parıldayan bedenleri görebiliyordu.
İçinde koştuğu
rüzgar sert bir kaya gibi yüzüne çarpıyor, kıvılcımlar çıkarıyordu. Pişme
halindeki bedeninin izlendiğini hissediyor, izleyenlerin tepkisizliği onu
rahatsız ediyordu. Bozuk yumurta kokusu gibi iğrenç bir koku takip ediyordu
kaçışını. Koşmaktan kesilen hastalıklı nefesi gövdesini doğruyordu.
Ormanı aşıp şehre vardığında çaresizce inledi. Varlığı tamamen yabancı,
geometrisi çözülemez bu garip ordu, ışıkları yükselen arenanın
üstüne iniyordu. Köpeklerin
acı dolu havlayışları yükseliyordu evlerden. O ise gördüğü her kapıyı
yumrukluyor, yardım istiyordu.
Evine ulaşabilmesi olanaksız görünüyordu. Çünkü o uzun, şekilsiz uzuvlar,
şeffaf, yapışkan bir sıvıyı arkalarında bırakarak ilerliyorlardı. O, bu sıvının
içinde bata çıka, zar zor hareket ediyor, güçlükle nefes alıyordu. Korkunç
akın, diğerlerinden daha büyük bir yaratığın, şehrin ortasına inip
kanatlarıyla tüm göğü kaplamasıyla sona erdi.
Heyula öyle büyüktü ki, yeryüzündeki tüm varlıkların üzerine binmişti. Evrenin,
her şeyin üzerinde oturuyordu. Kadının
gövdesi de altında kalmıştı. Ağırlıktan kemikleri çözünüyordu. Bozuk yumurta
kokusu gitmiş, yerini ter kokusu almıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.