8 Ağustos 2023 Salı

Sivrisinek

 

  Evdeki sinekleri öldürmek için bahçe bakım ürünleri satan bir markete koşa koşa gittim. Kıpkırmızı gözlerim ve gıcırdayan çene kemiklerimle bu işi çok ciddiye almışa benziyordum. 

  Hemen sinek ilacının nerede olduğunu sordum. Sinirliydim. Çünkü komşumun çöp biriktirme huyu tüm evlerin sineklenmesine neden olmuş, temizlik konusunda hassas birinin, benim canımı oldukça sıkmıştı. Gözlerimdeki hırsı satış görevlisinden saklayarak spreylerin olduğu alana doğru yürüdüm. İşte oradaydı. Üstündeki ölü sinek resmiyle benim ulu kurtarıcım…

  Sinek ilacını sıkı sıkı tutarak, hatta ölesiye sahiplenerek eve doğru yürüdüm. Marketle evimin arası yürüş mesafesiyle on dakikaydı. Lakin ben bu yolu koşarak beş dakikada aşmıştım. Bu sırada telefonda annemle konuşuyor, yapacağım katliamın planını ağzımdan tükürükler saçarak anlatıyordum. 

  Hızla tek katlı binanın merdivenlerinden çıktım. Mutluluktan başım dönüyordu. Bir hafta boyunca çeşitli kimyasallarla evi dip bucak temizlemiş, dengesizleşmiş duygusal dünyamı iyice haşerelerle doldurmuştum. Kapıyı suratımda koca bir gülümseme ile açtım. Hızlı manevralarla, koşar adımlarla terlettiğim yüzüme yapışan saçlarım beni oldukça ürkütücü kılıyordu. 

  Kazağımı yüzüme doğru çektim. Bu çekiş silahıma olan saygımın bir işareti ve alerjik bünyemin acizliğinin bir yansımasıydı. Derin bir nefes aldım. Ve heyecanla spreyi her yere sıkmaya başladım. Bunu yaparken, o saniyeler içinde, binlerce sivrisineğin büyük bir hüzünle birbirlerinin yok oluşunu izlediği düşler gördüm. Geceleri beni uyutmayan, kulağımın dibinde acılı şarkılar söyleyen bu ufak canlılar, bu azıcık aşa sığıntı yaratıklar artık ortalıkta olmayacaklardı. 

  Nefesim beni sıkıştırmaya başladığında hızla evimin kapısını açtım ve dışarı çıktım. Aşağılık bir yapışkanlıktan kurtulmuştum artık. Kendimi iktidarın gerçek sahibi gibi, tam bir insan gibi hissediyordum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.