28 Temmuz 2023 Cuma

Cuma Yorgunluğu

 

  Kahvenin kokusu genzime işliyor. Duygusu hızla değişen gökyüzü ağlamak ile gülmek arasında gidip geliyor. İnsanlar da bu dengesizlik içinde kaybolmuş durumda. Bilmesi gerekenler bilmeyene soruyor çözümleri. Ben de içimde biriken sessizlik, yeniliklerin yarattığı, heyecandan öte, yorgunlukla sandalyeye çakılmış oturuyorum.

  Anlatmak istiyorum. Kamerayı açıp saatlerce boş boş konuşma hevesim var. Sonrasında kendimi izleyip sorularıma ve sorunlarıma cevaplar bulabilirim belki. Neden kendimi bu kadar boşlukta hissettiğimi, dolması gereken çatlakları, yani aslında kendime vermem gereken çokça nasihat ve sevgi olduğunu biliyorum. Kendimi özlüyorum. Sanki çok uzun zamandır kendimden kaçıyorum. 

 “Dilba, sana sarılmaya çok ihtiyacım var. Sana sıkı sıkı sarılmak, seni güldürmek, seni hissetmek istiyorum. Seni aramaktan vazgeçemem ben. Sen, bensin. Sana kızamam, seni görmezden gelemem. Bunu hiçbir şey için yapamam. Seni seviyorum.”

  Kendime bunları söylerken çok sık yakalıyorum kendimi. Tuhaf bir tıkanmışlığım var sanki. Şayet başlarsam arzu ettiklerimi yapmaya, kendimi tutmaya, sınırsız mutluluklar içinde yüzeceğim, biliyorum. İnsanlar, sevdikleri yanındayken en yüce dalgalara, harlanan yangınlara ve dağılan göğe karşı bile dimdik durabilirler. Ben, kendimin yanındayım işte. Ve benle olmaktan da inanılmaz keyif alıyorum. Sadece bedenen ve ruhen biraz yorgunum. Bu yorgunluğun çok normal olduğunu da biliyorum. Çünkü hiç durmadan savaşıyor, üretiyorum. Ayrıca bunların hepsini çevresel faktörlere, insanlara rağmen yapıyorum. Bütün bunları takdir etmem gerektiğinin farkındayım. Sadece özlem çok ağır olabiliyor bazen. Ve ben tutkuyla gülümsediğim anları, kahkahamın gümbürtüsünü ve varlığımı kutsadığım danslarımı özlüyorum. Kendime sarılıp uyumayı özlüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.